Aynasız Fotoğraf Makinelerinin Çelişkisi!!!

#1

Aynasız fotoğraf makineleri, büyük ve karmaşık DSLRların aksine ufak tefek olarak dünyamıza giriş yaptılar. İlk çıkış mantıkları da küçük ve hafif olmaları idi. Profesyoneller ve amatörler tarafından gün geçtikçe daha çok kullanılır hale geldiklerini görmemek mümkün değil. DSLR fotoğraf makinelerinin yerini aldığını söyleyenler ya da çok kısa bir zaman içerisinde koltuğundan edeceğini söyleyenler de mevcut (bakınız @ÖzgüR ve @Denizeri ağabeyler

).

Peki sizce aynasız makineler hala küçük ve hafif mi?
Son zamanlarda piyasaya çıkarılan makineleri düşünecek olursak hepimizin cevabı "hayır" olur gibi geliyor bana.

Oly temsilcimiz @ÖzgüR Mitat Paşa'mız kızabilir

ama Oly'nin son çıkardığı makine olan OM-D E-M1X'i örnek olarak göstereceğim. M43 sensöre sahip olan makine, gripli haliyle en büyük ebatlı fotoğraf makinelerinden olan Nikon D5 ve Canon EOS-1D X Mark II gibi full-frame sensöre sahip makinelerle boy ölçüşüyor (boyut olarak). Bataryası ve hafıza kartı ile birlikte toplam ağırlığının 997 gr olduğu belirtiliyor. Yani Sony'nin full-frame sensörlü aynasız makinesi A9'dan neredeyse %50 daha ağır. E-M1X'in, Nikon D850'nin gripsiz halinden daha ağır olduğu söyleniyor.

: oly.jpg (57.52 KiB)

Genel olarak düşünecek olursak küçük sensörün sağladığı belki de tek avantaj büyük sensörlü makinelerin kullandığı lenslere nazaran daha küçük lenslerle kullanılabilir olması. Hem makine hem de lens küçük olunca full-frame sisteme göre daha küçük bir çantada taşınabilecek olmasını ise bir diğer avantaj olarak görebiliriz.

Aynasız fotoğraf makineleri fotoğrafçılığın gelişmesini sağlıyor çünkü bence artık fotoğraf makine üreticileri, teknolojiyi daha çok aynasız makinelerde kullanmayı yeğliyor. Bu da aynasız makinelerin fiziksel durumlarını pek düşünmemelerine neden oluyor. Üreticilerin aynasız fotoğraf makinelerine yönelmesinin nedeni, bu makinelerin küçük olmalarından değil de satışlarının artık DSLRlara göre daha rahat olduğunu düşünmelerinden diye gözlemliyorum. Gün geçtikçe gövde kalitesi ve hava koşullarına dayanıklılık artmakta ve bazı markalarda görüntü sabitleme özelliği lenslerden makinelere geçmekte.

Top sizde! Peki ya sizce neden aynasız fotoğraf makineleri gün geçtikçe daha da ağır hale geliyorlar?

#2

Abartılı boyutlara ulaşan aynasızlar olduğu gibi kompakt boyutlara sahip olanları da var. Buradaki örnekte yer alan gripli makine -bence- uygun lens havuzuna sahip insanların aklını çelmek adına üretilmiş gibi duruyor. Ayrıca profesyonel işlerde kullanırken büyük boyutun daha ikna edici olduğunu hepimiz biliyoruz. Pil ömrü ve daha iyi tutuş cabası.

Bir de 4/3" sensörleri o kadar ufak görmemek lazım. Bit kadar sensörü olan telefonlar bile ikna edici fotoğraflar üretmeye başlamışken aps-c'ye göre %40 sensör boyutu farkını daha kaliteli sensör, daha üstün teknolojik destek ve güçlü işlemcilerle kapatabilir gibiler, en azından giriş seviyesi dslr makinelere karşı.

Semih · #3

Aynasızı sadece boyut olarak ele almak yanlış geliyor bana. DSLR ile tamamen farklı sistemler. Avantajları da var dezavantajları da var. Fakat küçük olmamalarına takılmamak gerekiyor bence çünkü onu isteyenler gitsinler point&shoot makine alsınlar. :)

#4

Ahahaha.Kızmam canım neden kızayım.Meyer tut oğlum

Em1x'in segmenti farklı,onu ancak Canon 1DX ya da Nikon D5le filan kıyaslayabiliriz diye düşünüyorum.Atıyorum bir futbol maçı çekiyorsun, Canon 1DX ve 600 mm F4 ile oraya 90bin lira ve 7 kilo ile giderken Em1x ve 300mm F4 ile ( eşleniği 600mm ) 28bin lira ve 2.5 kilo ile gidiyorsun.Tek fark,senin arka planların daha az geberiyor. Varsın arkaplan daha az gebersin,90bin lira verip 7 kilo taşıyıp ben gebereceğime :) Sony A9a da girip takıp ,600mm lens takınca ne oluyor bakmak lazım da sonynin 600mm lensi yok :) Ha olsaydı ne olurdu fiyatı deyip gevrek gevrek gülüyorum :) :) :) Yani olympusun küçük sensörü birçok konuda çok büyük avantaj olarak geri dönüyor aslında.Burada em1x en uç örnek.EM10 sınıfı hafiflik konusunda gayet başarılıdır.Önüne de ufacık bir 17mm 1.8 ile cebe atar çıkarsın.Murat abideki Pen F de keza aynı şekilde.

#5

Ben yaptığımız gezilerden birinde tecrübe etmiştim ilk kez aynasızı.

Hatırlarsanız RAPTAN diye bir arkadaş vardı. Onun arkadaşı getirmişti. Eminönü sahilde panaromik fotoğraf çekmişti. Seri çekimin hızını ve o hızla çekilen onlarca fotoğrafın makine üzerinden birleştirilerek dehşet bir panaroma fotoğrafı verilişine hayran kalmıştım.

O günden beridir, benim için aynasız makine, boyut ile değil, işlev ile ilişkilendirdiğim bir teknoloji oldu. Evet sağa sola giderken tüm ekipmanı yanında taşımak zor geliyor ve insan daha hafif bir makine arıyor ama benim için ufaklı/büyüklük ikinci planda. Hatta büyük olmasını tercih ederim ele oturuş açısından. Mesela çok isterim yukarıda fotoğrafını paylaştığın OM-D, Battery Grip'i ile birlikte benim olsun

Bana göre makinenin büyüklüğü değil bizi yoran. İhtiyacımızı giderecek diğer ekipmanların çokluğu. Ne olur ne olmaz diye yanımızda taşıdığımız, zoom, makro, geniş açı lensler, tripodlar, flaşlar, bolca kartlar, filtreler, temizlik kitleri vs..Hepsini atınca çantaya, fotoğraf geizisine mi çıkıyorsun, tam taçhizatla dağa terorist avına mı çıkıyorsun belli değil.

Son notum da şu olacak..Telefonlar da böyle değil mi. Ericsson'lar zamanını düşünün..Takoz gibi telefonlardı...Sonra telefonlar gitgide küçülmeye başladı. Sonra yine büyüdü. Daha büyük ekran olsun, daha fazla RAM olsun derken...

OM-D gerçekten güzel...Keşşşşşke benim olsaaa

#6

Evet söz aynasızlarda :) İlk aynasız makina kullanıcısı olarak kendimle gurur duyarım.(kodak 6470) Bu demek değil ki.Diğer makineleri kullanmadım.Elimden bir sürü ff ve dx makineler geçti. Aynasızların avantajları görsel ve teknolojik olarak ikiye ayrılıyor görsel olarak ufak olursa sokak fotoğrafçılığı ve düğünlerde yandan yaptığınız çekimlerde salon fotoğrafçısının hışmından ve sert müdahelesinden kurtulursunuz elinizdeki makineyi kompact makine zanneden fotoğrafçılar var:)

Görsellik derken avantaj ve handikaplar yönünden eğer profesyonel çekimler yapıyorsanız bunda dezavantajlısınız Büyük alet güzel çeker diye bir olgumuz var.Diğer bir dezavantaj ise benim gibi büyük elleriniz varsa illa grip istersiniz hem stabil kullanım hem yüksek pil kapasitesi kullanım rahatlığı sağlıyor.

Dslr yönünden profesyonel olarak bir çekim değilde gezi için bir yerlere gidiyorsanız at çantaya çık işi olmuyor zaten gövde ağır birde lens ağırlığı çok büyük etken.

Zurnanın zırt dediği yere geldik aslında 2 makinemiz olmalı (ben mültimilyonerim ya

)gezi işlerinde aynasız üzerinde bir lens ve varsa kendi flashı yoksa ufacık bir flash 2-3 pil ve 2 kart yeterde artar toplam ağırlık neredeyse dslr gövde kadar olur

Kesim Reyiz · #7

benim açımdan baştan beri çelişki yoktu. ayna yok diye gövde 1 cm inceldi sadece, önüne 70-200 taktıktan sonra çok da farkeden bir şey yok, yedek pil yükü de cabası.
hep derim aynasızın seri çekim dışında artısı yok, pil ömrü ve vizörün yapaylığı ise eksisi, onun dışında sensörü lensi teknolojisi önemlidir.

olyimpusu ayrı tutmak lazım, o hem aynayı kaldırdı hem sensörü küçülttü, bu da ebat ve ağırlıkta ciddi fark yarattı, riskli bir yatırımdı ama karşılığını da aldı çok da başarılı lensleri süürnce piyasaya 3/4 segmentinde tek başına yiyor kaymağı.

#8

Kesim Reyiz yazdı: ↑
Pzt Şub 25, 2019 10:23 am
benim açımdan baştan beri çelişki yoktu. ayna yok diye gövde 1 cm inceldi sadece, önüne 70-200 taktıktan sonra çok da farkeden bir şey yok, yedek pil yükü de cabası.
hep derim aynasızın seri çekim dışında artısı yok, pil ömrü ve vizörün yapaylığı ise eksisi, onun dışında sensörü lensi teknolojisi önemlidir.

olyimpusu ayrı tutmak lazım, o hem aynayı kaldırdı hem sensörü küçülttü, bu da ebat ve ağırlıkta ciddi fark yarattı, riskli bir yatırımdı ama karşılığını da aldı çok da başarılı lensleri süürnce piyasaya 3/4 segmentinde tek başına yiyor kaymağı.

El insaf Kesim başkan, iki kat ağırlık farkı var. Aynasız bile günümüzde hamallık bence, dslr 2 kat hamallık oluyor bu durumda.

Kesim Reyiz · #9

nikon d3100 505 gr sony a37 506 gr..fuxi xt3 539 gr xh1 673 gr.

firma bir makinenin ağır olmasını isterse ağır olur hafif olmasını isterse hafif olur, hap kadar ayna gitti diye yarı ağırlık olmaz arifim.

http://snapsort.com/compare/Nikon_D3100 ... -A37/specs

https://www.dpreview.com/reviews/fujifilm-x-t3/13

#10

Aynasızlara hep mesafeliydim. Sebebi de henüz bu sistemlerin gelişme aşamasında olduğunu düşünmemdi. Ancak ilk Japonya seyahatimde Nikon D750 ve Tamron 15-30 ile gittim. gitmişken gezelim diyerek bir günde 10 km civarı yürüyünce, hem hava sıcaklığı hem de makinenin ağırlığı beni bu kadar ağır makine taşınır mı sorusuna itti. Evet bence DSLR taşınır, çok severek yıllarca dağ bayır birlikte gittiğimiz tüm gezilerde taşıdım. Fakat amacı iyi belirlemek lazım. mesela yurt dışına çıkıyorsak, belli ağırlıklara kadar taşıma imkanımız varsa, eğer çok yol yürüyüp, kısıtlı vakitte görebildiğim kadar çok yer göreyim diye düşünüyorsak aynasızlar çok mantıklı. Fakat dağ bayır gezeyim, yorulursam iki soluklanır bir fotoğraf çekerim diyorsak DSLR taşımak mantıklı. Bu arada ikinci gidişimde Japonya'ya Fuji XT-20 ve 18mm f2 ile gittim. Çok yol yürüdüm fakat bu ikili çok hafifti, çok rahat ettim dolaşırken, güzel de fotoğraflar çektim. Ama en büyük sıkıntı, günü akşama kavuşturamadan 3 adet pil bitti. Çok uzatmadan yapmak istediğim yorum, ihtiyaca göre karar vermekte fayda var. artık aynalı aynasız tüm makinelerin imaj kaliteleri çok çok iyi. Dolayısıyla ihtiyacımızı iyi belirleyip aynalı mı aynasız mı sorusunu tekrar düşünelim derim. selamlar saygılar.

Giriş • Kayıt